Tarihten günümüze hemen her toplumda suya kutsallık atfedilmiş, ancak yaşanılan zaman ve kültüre göre bu kutsallık farklı şekillerde tezahür etmiştir. Özellikle ilkel toplumlarda, yaşamlarının her anını kutsallıkla iç içe yaşayan bireyler için su, sadece bir yaşam kaynağı değil, aynı zamanda ritüel bir güce sahip, pek çok anlamı taşıyan bir doğa unsuru olmuştur.Su, yaratan, yok edip günahlardan arındıran, sonsuz hayatı bahşeden ve bereketi garantileyen bir güç olarak kabul edilmiştir. Suya atfedilen bu kutsal nitelikler, dünyanın dört bir yanındaki ortak inanç ve sembollerin temelini atmıştır. Su, sadece fiziksel bir öğe olmanın ötesinde, metaforik ve kültürel anlamlarıyla toplumların düşünsel yapılarının şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır.Bu evrensel düşünce ve motiflerin doğuşuna kaynaklık eden güçlerden biri de sanatın kendisidir. Sanat, kültürel imgeler ve semboller üzerinden insan varoluşunu, doğayı ve toplumsal yapıları yansıtır. Bu bağlamda, sanatın nesnesi konumunda olan kadın bedeni, sürekli olarak çeşitli metaforlar ve prototiplerle tasvir edilmiştir. Zaman ve mekânın kadın bedenine atfettiği roller, onun hem toplumsal hem de politik anlamlar taşıyan bir figür olmasına yol açmıştır. Kadın bedeni, hem kutsal hem de dünyevi, hem bakire hem de fahişe, hem iyi hem de kötü olarak betimlenmiştir. Bu çoklu anlamlar arasında, bedene dair görülen çelişkiler ve karşıtlıklar, onun özü ve dış görünüşü arasındaki ‘fark’ı ortaya koyar. Bu fark, sanatın gerçeklikle kurduğu bağda, kurguyla hakikat arasındaki ‘boşluk’ meselesini gündeme getirir.Kadın bedeni, tarih boyunca toplumların ideolojik ve kültürel yapılarında, bir nevi bu yapıları yansıtan, taşıyan ve dönüştüren bir rol üstlenmiştir. Beden, sadece fiziksel varlık değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel güçlerin etkisi altında şekillenen bir yapıdır. Dinsel, büyüsel, siyasi ve ideolojik görüşlerin etkisiyle kadın bedeni, toplumların en yoğun şekilde şekillendirdiği ve kontrol ettiği bir alan olmuştur. Bu da, kadın bedeninin zamanla hem özgürleşme hem de sınırlama mücadelesinin sahnesi olmasına yol açmıştır.
Beden – Kadın Bedeni ile Suyun İlişkisi

